ÇOCUK VE EKRAN



Teknolojik aletler hayatın her alanında yerini almaya başladığından beri çoğu alanda işimizi kolaylaştırmaktadır. Bu aletlerin getirileri çok olsa da götürülerinin de bir o kadar olduğu bir gerçektir; özellikle de çocuklar üzerinde.

Çocuklar söz konusu olduğunda, 0-3 yaş aralığında onları olabildiğinde ekranlardan uzak tutmak hatta hiç tanıştırmamak gelişimleri açısından en sağlıklı olanıdır. Çocuklar yaptıklarına tepki verilmesine, oyun oynamalarına fırsat verilmesine, onlarla konuşulmasına ihtiyaç duyarlar. Ekranlar tek yönlü iletişim araçları olduğu için bu ihtiyaçları karşılaması mümkün değildir.  Bu nedenle 3 yaşından sonra ebeveyn kontrolünde olabildiğinde az düzeyde ekrana maruz kalmalıdır. 3-6 yaş döneminde çocuğun ekranla geçirdiği vakit 30-40 dakika olmalıdır ve bu süre kesinlikle ve kesinlikle 1 saati aşmamalıdır. Belirtilen süre çocuğun gün boyunca tüm ekranlarda geçirdiği toplam süredir. Yani telefon, tablet, televizyon veya bilgisayar ekranlarında gün boyu geçirdiği vakit en fazla 1 saat olmalıdır. Bu 1 saati de bölümlere ayırarak kullanması daha sağlıklı olur.

395 çocuk üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; çocukların bilgisayar kullanımı arttıkça depresyon ve anksiyete düzeyleri de artmaktadır(Oğuz, 2018). Bu demek oluyor ki çocuklarımızı iki boyutlu ekranların gerçek dışılığına maruz bıraktığımız sürece beraberinde bir takım psikolojik sorunlar da ortaya çıkabilmektedir. Bunun yanı sıra ekranlar çocukların sosyalleşmelerini, bağ kurmalarını, hayal dünyalarını, serbest oyun alanlarını ellerinden almaktadır. Çocuklarda ekran süresinin uzaması bilişsel gelişimlerine de zarar vermektedir. En önemlisi ekrana uzun süre maruz kalan çocukta gerçeklik algısı bozulmasıdır. Gerçeklik algısı bozulan çocuklar yaşamın somutluğu ve pratikliğinden uzaklaşmaktadır. Televizyonda izlenen çizgi filmler, tabletlerde oynanan yapılandırılmış oyunlar çocuğu tek yönlü yapıp, otomatlaştırmaktadır. Çocuğun ekranda ne ile alakadar olduğu, ne izlediği çok önemlidir. Bu konuda anne babalar içeriklere hâkim olmalıdır. İzlediği programları önceden izlemeli, oynadığı oyunları önceden oynamalıdırlar. Bu süreç ebeveynler tarafından takip edilmeli, uygun içerik bulunmayan programlar izletilmemeli ve oynatılmamalıdır. Aynı zaman da ebeveynler kendi kullanımlarıyla da çocuklara örnek olmalıdır. Onların ekranla ilişkisi ve bağı nasılsa çocuk da aynı ilişkiyi ve bağı kurmaya çalışacaktır. Teknolojik aletler çocuğa ödül ya da ceza aracı olarak kullanılmamalıdır. Teknolojik aletlerin olmadığı alanlar belirlenmelidir; yemek masasında ekran olmayacak, uyku odasında ekran olmayacak ve uykudan önce ekranla vakit geçirilmeyecek gibi.

Çocuk şu ana ekrana fazlaca maruz kalmış olsa bile, bundan sonraki süreçte sınırlandırma getirilip, dengeli ve kontrollü bir kullanım sağlanabilir. Önemli olan anne babanın bu konuda bir çaba içerisine girmesidir.

Kaynakça: Oğuz, C. (2018). Çocuklarda bilgisayar bağımlılığı ile anksiyete ve depresyon arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Arel Üniversitesi, İstanbul.