OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KORKU



PSİKOLOG BÜŞRA ÖLÇER


OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KORKU
Korku, çocukların görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri doğal bir tepkidir. Bir nesneye, bir kişiye ya da bir olaya bağlı olabilir. Çocuk için
yeni olan ve bilinmeyen her şey korku uyandırabilir. Korku veren uyaranın ani ve beklenmeyen bir durumda ortaya çıkması, korkunun en önemli özelliğidir. Çoğu
kez iştahsızlık, uykusuzluk, gruba katılmak istememe, inatçılık, içe kapanma vb. davranışların altında yatan temel neden korkudur. Korkunun oluşumu ise, kişinin
içinde bulunduğu çevrenin koşullarına, uyaranın şiddetine, geçmişteki yaşantılarına, o andaki fizyolojik ve psikolojik durumuna bağlıdır. Aslında korku ve kaygı –
aşırı olmamak şartıyla- insan doğasında var olması gereken işlevsel bir duygudur. Çünkü yeteri derecede korku ve kaygı bizleri tehlikelerden korur. Çocukluk
dönemi korkularıyla ilgili de dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta vardır. Bunlardan birincisi, gelişim dönemlerine göre korkuların oluşması ve zamanla
kaybolması gerektiğini kabul etmek; ikincisi ise korkuların kalıcı olmaması için anne babanın izlemesi gereken uygun tutumlardır. Gelişim dönemlerine göre
yaygın olarak görülen korkular şu şekilde sıralanmaktadır:
2-3 yaş: yabancılar, ani ve yüksek sesler, gök gürültüsü, elektrik süpürgesi, tuvalet aktiviteleri.
3-4 yaş: annenin desteğini kaybetme, yalnızlık, yangın, kaza vb. olaylar. Bu yaş çocuğu için somut olayların yanı sıra hayal edilen şeyler de korku kaynağı olmaya
başlar. Bunun nedeni çocuğun gelişmekte olan hayal gücüdür.
5-6 yaş: bu yaşlardaki bir çocuk masalların etkisi ile imgelemeye dayanan nesnelerden korkar. Bu yaş çocuğunun çevre ile etkileşimi ve deneyimi artmıştır.
Böylece tehlikeli olayları, durumları ve toplumun değer yargılarını öğrenmiştir. Hırsız, karanlık, hayvan korkuları gelişebilir.
Korku, küçük yaşlarda anlaşılmadığı veya yenilmediği zaman çocukta aşırı sinirlilik hali, hiperaktivite veya içine kapanıklık, uyumsuzluk ve hassasiyet gibi
problemler oluşabilir.
Ebeveynler Neler Yapmalı?:
Korkuyu kabul etmek ve saygılı bir şekilde dinlemek.
Çocuğun korktuğu şeyleri ebeveynlerine anlatması için teşvik etmek önemlidir. Teşvik için ise görseller, hikaye kitapları kullanılabilir.
Çocuğunuzun duygularını kabul ettikten ve sizinle paylaşmasına fırsat verdikten sonra en önemli adım, onu anladığınızı belirtmektir. ‘Biliyor musun ben de senin
yaşlarındayken korkuyordum..’
Ebeveynler çocuğa her zaman güven vermelidirler. ‘Ben ve baban hep senin yanında olacağız ve sana destek vereceğiz.’
Korktuğu şeyler hakkında onu bilgilendirin.
Ona korkmasının doğal olduğunu ve geçeceğini anlatın.
Korkunun fiziksel belirtilerini ve bu belirtilerin de doğal olduğunu onunla konuşabilirsiniz.
Ona iyi gelebilecek teknikler öğretin (derin nefes tekniği, sevdiği masal kahramanlarını düşünme tekniği..)
Korkularıyla baş ederken gösterdiği gayreti tebrik edin. Başardığını ve üstesinden gelebildiğini vurgulayın.
Korkuların dikkat ve ilgi çekmek için kullanılır hale gelmesine ikincil kazanç elde etme denir (Korktuğu için annenin yatağında yatmak gibi). İkincil kazançları
önlemek ebeveynin görevidir.
Ebeveynler Neler Yapmamalı?:
Çocuğa uzun cümleler ile açıklamalar yapmak ve ikna etmeye çalışmak yersiz ve zaman kaybı olacaktır.
Görerek öğrenmelerine sebep olunmamalı (Kediden korkan bir annenin bunu çocuğun yanında da açık bir şekilde hissettirmesi gibi).
Korkunun üzerine ‘çivi çiviyi söker’ yaklaşımıyla gidilmemelidir. Karanlıktan korkan çocuğu zorla karanlık odaya sokmaya çalışılmamalıdır.
‘Erkek çocuk korkar mı, bir de koskoca adam olacaksın’ gibi sözler korkuyu besleyebilir.
Ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocuğun korku tepkileri karşısında sert tepki göstermemesi ve korkunun eğitimde bir araç olarak kullanılmaması çok
önemlidir.

PSİKOLOG BÜŞRA ÖLÇER