Koşulsuz Sevgi



Psk. Gül Sena KILIÇ

Koşulsuz Sevgi

         Koşulsuz sevebilmek ebeveynler için ulaşılması gereken ancak ulaşılmasının da kolay olmadığını kabul ettiğimiz  bir beceridir. Çünkü  duygularımıza eşlik eden beklentilerimiz her daim bizimledir. Ve beklenti koşul yaratır. Fakat ne kadar renkli ve keşif dolu deneyimler onları beklese de çocuklara dünyaya gelmek istedikleri sorulmamıştır. Buradaki isteyen taraf ebeveynlerdir, tek yönlü isteme halinin şifası koşulsuz ebeveyn ve koşulsuz sevgi prensibinden geçmektedir. Bizim neslin sıklıkla duyduğu beklenti sözlerini bir hatırlayalım: ben yapamadım sen yap, oku da bizi bu hayattan kurtar, sen de biz yaşlanınca bize yaparsın… Bu ebeveyn beklentileri çocuğa uygun olmayan yükler getirebilir. Peki koşulsuz ebeveyn olabilmek nedir ve nasıl olunur?

          Bir sorun olduğunda belirtileri geçirmeye uğraşmak yerine kök nedeni anlamaya çalışmakla başlayabiliriz. Örneğin son dönemlerde korkuları artan bir çocuk için korkak bir çocuk olmasın ne yapmak lazım diye belirtileri değiştirmeye çalışmak yerine korkularıyla baş edebilmesi için öncelikle korkularının kök sebeplerine inmek gerekir. Bazen çocuklar bir konuyu öğrenmekte güçlük çektiğinde belirtileri değiştirmeye kapılarak öğrenme tekniklerini yoğun bir şekilde irdelemeye ya da aşırı ödüllendirmeye kapılabiliyoruz. Burada öğrenmede duygusal hazır bulunuşluğunu engelleyen kök neden ne olabilir diye bakmak öncelikli gerekliliktir. Takdir edersiniz ki belirtilere odaklanmak ebeveynin ihtiyacını ön planda tutar ama asıl önemli olan çocuğunun ihtiyaçlarının öncelik gerektirdiğini bilmektir. Çocuğun korkak olmaması, sakin olması, her şeyi hemen öğrenebilmesi çocuğun değil ebeveynin beklentisi ve ihtiyacı olmaktadır. Aileler kendi ihtiyacını çocuğun ihtiyaçlarından önde tuttuğunda çocuğun zaaflarına ve geliştirmesi gereken yönlere odaklanmaktan uzaklaşabiliyorlar. Bu noktada sadece tavırlarımız değil düşüncelerimiz de değişmelidir. Örneğin çocuk istemeden bir şeyi kırdığında kızmamak için kendimizi tutmak değil bunun kızılacak bir durum olmadığını kabullenmemiz gerekmektedir. Çünkü düşüncemiz değişmediğinde bu beden dilimize ve dolayısıyla çocuğa yansıyacaktır. Organik gelişime saygı duyan aileler olmak, çocuğun şekillendirmesi gerekliliğini savunan mekanik bakış açısından uzaklaşmak da önemlidir. Çocuk bir tohumdur ve gerekli zamanı dolduğunda doğal olarak çiçek açacaktır. Mekanik bakış açısında olan bir aile çocuğum yemek yemek zorunda diye baskı yapabiliyorken organik düşünen aile çocuğun yemek yemek istemiyor oluşuna saygı duyacaktır. Doğru olan anlayışı takip etmek zaman, çaba ve krizlere karşı sabır ister. Fakat bugün zor olanı seçersek yarın zor durumlarla uğraşmak durumunda kalmayız.

            Bir ikinci dikkat edilmesi gereken nokta şart-istek kipli cümle ve nasihatlerden uzak durmaktır. Ödevlerini bitirirsen çikolatanı yersin, okulu kazanırsan araba alacağız gibi şartlı vaatler çocuğun koşullarla sevildiği hissine kapılmasına yol açacaktır. Şart ve ödüllerle büyüyen bir çocuğun annem ve babam bana araba alabilecek güce sahip ama almıyor çünkü ben yeterli değilim diye düşünmesi ne yazık ki beklediğimiz bir durumdur. Bu tarz ödüllendirmeler çocuğu kısa vadeli düşünmeye ve vizyonlu planlardan uzak durmaya itmektedir. Rol model olmak, gerçek ilişkiler kurmak, gelişim ihtiyacına yönelik imkanları sağlamak, motivasyon ve duygusal ihtiyaçlarına kaynak olabilmek koşulsuz ebeveynliğin kilit noktasıdır. Koşulsuz ebeveyn kriz anlarında şu yolu izlemektedir: Çocuğun perspektifinden de bakar, çocuğun kök ihtiyacını anlamaya çalışır, onun duygusunu anlar ve anladığını hissettirir, emek ve zaman ayırarak aralarındaki bağı güçlendirir.

          Koşulsuz sevebildiğimiz nice günlere…